Bir köyde Ahmet Abdi Ağa varmış. Ağalıkta kendi kazandığı değil zorba dedesinden, faizci babasından miras.
babası dedesinin zorbalkıkla elde ettiği parayı aç köylüye faizle borç vermiş.
Abdi ağa köyde kullanılan parayı da kendisi basıyor. Para dediysekte kıymetli bir şey değil ağaç yaprağı.
Evet bildiğiniz ağaç yaprağı.
Ağaç yaprağının üzerine abdiği ağa 10 lira yazarsa o yaprak on lira oluyor 1000 lira yazarsa o yaprak 1000 lira oluyor.
Abdi ağanın çoluğu çocuğu yıllardır gelen zenginlikle rahata alışmış. Artık çalışmakta pek gözleri yok.
Eskiden evde yaptıkları kumaş, kağnı, ayakkabı, demir gibi imalatları köydeki diğer ailelere ürettiriyorlar.
Dğer köylülerin ürettiği ürünleride ağaç yaprağı ile satın alıyorlar. Yetmediği yerde de yeni yaprak kullanıyorlar.
abdi ağanın ev halkıda alışmış rahat yaşamaya. hanımlar kızlar sürekli harcama peşinde.
Yeni ayakkabı alalım, yeni elbise alalım, ne varsa alalım ama hiç çalışmayalım.
Tüm köylüler Abdi Ağanın bir yaprağına çalışıyor.
Yeni yaprak yeni yaprak bir yere kadar. Köydeki tüm evler yaprakla doldu.
Abdi ağanın yapraklarıda bir dengede tutması lazım. Fazla yaprak sistemi bozabilir.
Abdiği ağa mecburan harcamalara para bulmak zorunda. Eee yaprak sayısınında dengede tutmak istiyorsa ne yapması lazım.
Abdi ağanın bir yerden yaprak bulup evdeki KRİZİ çözmesi lazım.
Abdi ağa ne yapıyor paranın yetişmediği yerde köylüye bir çığırtkan çıkarıyor.
Diyorki köylüye borçlarınıza karşılık aldığım faizi yüzde 10 dan yüzde 20 ye yükselttim.
Abdi ağa böylece köylüdeki yaprağı tekrar kendine almış oluyor.
Köylülerde yaprak azalıyor ve köylüler KRİZE giriyor.
Abdi ağa ne yaptı kardeşim kendi evindeki KRİZİ köylüye yansıttı vesselam.
Mustafa AKTAŞ